SÖYLEŞİ: GILLES BŒUF & LEVENT KURNAZ

Institut français Istanbul
09.05.2024 19:00

Istiklal cad No:4 Taksim

AKDENİZ, BASKI ALTINDA BİR DENİZ

9 Mayıs 2024, 19.00
Institut français Istanbul

Institut français Türkiye sizlere, ekoloji ve çevre korunması alanlarında çalışan (üniversiteler, STKlar, araştırma merkezleri, belediyeler ve ulusal park ve koruma alanları) bilim insanları ve STK temsilcilerinin katılacağı “Akdeniz Baskı Altında” temalı bir seri söyleşi , atölye ve sergi etkinlikleri sunuyor.

Bu kapsamda, 9 Mayıs Persembe günü Deniz biyolojisi alanında çalışmalarıyla tanınan Gilles Boeuf ve Boğaziçi Üniversitesi’nde iklim değişikliği uzmanı ve profesör Levent Kurnaz‘ı “Akdeniz, Baskı Altında Bir Deniz” başlıklı söyleşide ağırlayacağız.

Gilles Boeuf, Collège de France’da “sürdürülebilir kalkınma, çevre, enerji ve toplum” kürsüsü sahibidir. Ayrıca Paris’teki Musée National d’Histoire Naturelle’in müdürlüğünü ve COP21 konusunda Çevre Bakanı danışmanlığı yapmıştır.

Levent Kurnaz, Boğaziçi Üniversitesi’nde iklim değişikliği uzmanı ve profesördür. İklim Değişikliği Çalışmaları Merkezi’nin başkanı olan Kurnaz, BM Sürdürülebilir Kalkınma Ağı Türkiye Yürütme Kurulu üyesidir. Levent Kunaz, matematiksel biyoloji, jeofizik ve meteoroloji alanlarında çok sayıda bilimsel topluluğun üyesidir. TÜBİTAK tarafından ulusal ödüle layık görülmüştür.

Institut français Türkiye tarafından CNRS işbirliği ile düzenlenecek söyleşiye katılım ücretsiz, kayıt zorunludur. Söyleşi Türkçe simültane çeviri ile gerçekleşecektir.

   

“AKDENİZ, BASKI ALTINDA BİR DENİZ” KONFERANS SERİSİ HAKKINDA

Etkinlik dizisinin devamında, multidisipliner bir bakış açısıyla üç ana tema etrafında tartışmalar düzenleyeceğiz: kıyı bölgesi yönetişimi, iklim sorunları ve biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekolojik çöküşün sosyal sonuçları.

Tartışmalara ek olarak, Posidonia plantasyonunu yaygınlaştırma faaliyetleri, deniz biyoçeşitliliğine odaklanan atölye çalışmaları ve farkındalık yaratma etkinlikleri, deneyim paylaşımı faaliyetleri ve sanatın dönüştürücü gücünü Akdeniz’deki biyoçeşitlilik kaybıyla birleştiren eğitim programları gibi sosyal ve çevresel bir etkinin yaratılmasına ve yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacak çok bileşenli, çok aktörlü bir proje öngörüyoruz.

Bu projenin amacı, 2025’te Nice’te yapılacak Birleşmiş Milletler Okyanus Zirvesi ve 2026’daki “Akdeniz sezonu” öncesinde deniz biyoçeşitliliği konusunda farkındalık yaratmaktır.

Akdeniz, 21 ülkenin kıyıdaş olduğu eşsiz bir doğal alan. Bu geniş denizel ekosistemin sağlıklı biçimde işlemesi, tüm kıyıdaş devletlerin işbirliği yapmasıyla doğrudan ilgili. Günümüzde bu işbirliği ihtiyacı her geçen gün daha fazla hissediliyor. Çünkü Akdeniz’deki dengeler bozuluyor ve Akdeniz çevresinde yaşayanlar için de hayat kalitesi düşüyor. İklim değişikliği sonucu su sıcaklığının artışı, nüfus yoğunluğu, doğal kaynakların aşırı kullanımı ve çevresel kirlilik nedeniyle Akdeniz’de büyük bir çöküşe doğru sürükleniyoruz.

Akdeniz, dünyadaki okyanusların yüzölçümünün %0.7’sine karşılık geliyor olmasına rağmen dünya fauna çeşitliliğinin %8’ine, flora çeşitliliğinin %18’ine, endemik çeşitliliğin ise %28’ine ev sahipliği yapıyor. Bu büyük zenginlik günümüzde iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında. Zira doğal bir başat avcı olmaksızın Akdeniz’de bazı türler azalırken mavi yengeç, aslan balığı gibi istilacı türler artıyor. Deniz taşımacılığı, avcılık, açık deniz sondajları, yıkıcı turizm, kıyı şeridinin ve deniz yatağının yapaylaştırılması, kıyılarda atık yönetimi yetersizlikleri ile telürik kirlilik ve plastik kirliliği gibi nedenler, Akdeniz’de biyolojik çeşitliliği azaltıyor. Öyle ki türlerin %40’ı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. 2023 yılında Akdeniz’de 500 milyon turisti ağırlama hedefi, maalesef optimist olmamıza pek de imkan vermiyor.

Günümüzde Akdeniz’deki deniz koruma alanları, tüm Akdeniz’in yalnızca %8’ine karşılık geliyor. İnsan faaliyetinin asgariye indirildiği alan oranı ise %0,04. Barselona Sözleşmesi çerçevesinde 21 kıyıdaş devlet, 2030 yılına kadar tüm Akdeniz’in, %10’u yüksek koruma olmak üzere en az %30’unun koruma altına alınması konusunda anlaştılar. Ancak doğru yönetişim araçlarının hızlı biçimde harekete geçirilememesinden ötürü deniz koruma alanlarında maalesef halen yüksek koruma sağlanamıyor.

Türkiye, olağanüstü bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yaparken aynı zamanda iklim değişikliğinden olumsuz etkileniyor. Pozidonya bitkisinin yeniden yerleştirilmesi, yasadışı balıkçılıkla mücadele ve ekolojik turizmin teşvik edilmesi gibi yerel girişimlerin hayata geçirilmesi bu bağlamda önem taşıyor. Ancak yerel ölçeğin ötesinde küresel bir sorun olan deniz suyu sıcaklığının artmasının yaratacağı sonuçlara nasıl uyum sağlanacak?

Artık biliyoruz ki insan faaliyetlerine bağlı nedenlerle iklim değişiyor ve küresel sıcaklıklar yükseliyor. Öyle ki Akdeniz’in dünyanın kalanından %20 oranda daha hızlı ısındığı belirtiliyor. Geri dönülemez noktaya gelmeden önce belki de iklim şüpheci yaklaşımı sorgulamaktan önce Akdeniz’deki ekosistemleri ve biyoçeşitliliği korumak üzere iklim duyarsızlığına karşı harekete geçmeliyiz.

Program:

2 Nisan: Franck Courchamp (Tevfik Fikret Lisesi, Ankara)

2 Nisan: Franck Courchamp (ODTÜ, Ankara)

6 Mayıs: François Gemenne & Selcan Serdaroğlu (Institut français Istanbul)

7 Mayıs: François Gemenne & Zeynep İnanç (Institut français Ankara)

9 Mayıs: Gilles Boeuf (Galatasaray Lisesi, Istanbul)

9 Mayıs saat 19.00 : Gilles Boeuf & Levent Kurnaz (Institut français Istanbul)

9 Mayıs: Gilles Boeuf (Pierre Loti Lisesi, Tarabya, Istanbul)

10 Mayıs: Gilles Boeuf & Zafer Kızılkaya (Izmir Ticaret Odası)

6 Haziran: Antoine Aiello & Frédérique Chlous & Madeleine Cancemi (Bodrum)

4 ve 5 Kasım : Edouard Bard