SERGİ ǀ Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada

05.03.2025 10:00
19.04.2025
Giriş serbest
“Odyssées” etkinlikleri kapsamında gerçekleşen sergi.
Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada
Murat Kahya
05.03 – 19.04.2025: Ka Görsel ve Sanatsal Düşünce için Mekan, Cinnah Cd. No 1-B Çankaya-Ankara
Giriş serbest
Murat Kahya’nın Ka’da izleyiciyle buluşacak Ankara’daki ilk kişisel sergisi “Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada” göçmenlik, coğrafya ve sınır kavramlarını bireysel ve toplumsal bağlamlarıyla ele alarak izleyiciyi bu olgular üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor.
Murat Kahya’nın araştırmaya dayalı sanatsal pratiği, belirli bir coğrafyayla sınırlı olmayan, evrensel bir aidiyet sorgulamasını görünür kılmayı amaçlıyor. Institut français’nin TamART misafir sanatçı programı kapsamında Korsika’da geçirdiği iki aylık residence süresince ürettiği çalışmalara yer veren sergi, göçmenliği yalnızca fiziksel bir hareketlilik olarak değil, bir bakış, bir duruş ve bir varoluş biçimi olarak ele alıyor. Sanatçının uzun yıllara yayılan pratiğini yansıtan bu proje, açık uçlu bir araştırma sürecinin sonucu olarak şekillendi. Kahya, ada deneyimini sabit çerçeveler yerine süreç içinde şekillenen bir yapı olarak ele alarak göç olgusunu içsel bir perspektiften değerlendiriyor.
Kendi konumunu da bir “öteki” olarak yeniden tanımlayan sanatçı, bu durumu mekansal deneyimler, bireysel karşılaşmalar ve görsel anlatılar aracılığıyla sorguluyor. “Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada” serisi, göçmen kimliğinin dinamik ve dönüşen bir yapı olduğunu vurguluyor. Kahya, göçmen figürünü belirli bir ulusal ya da etnik aidiyetle sınırlandırmak yerine, “öteki” kavramını daha geniş bir bağlamda ele alıyor. Yabancılaşma hissinin yalnızca uluslararası göçmenlere değil, iç göç, toplumsal hareketlilik ve sosyal dışlanma deneyimlerine de özgü olduğunu ortaya koyuyor.
Anadolu’dan İstanbul’a göç eden biri, Korsika’ya giden bir Faslı, Paris’e taşınan bir Korsikalı, ya da topluluk tarafından dışlanan herhangi bir birey, ortak bir “ötekilik” deneyimini paylaşıyor. Kahya, göç ve aidiyet kavramlarını, bireyin mekân ve toplumla kurduğu sürekli değişen ilişki çerçevesinde yeniden değerlendirmeye davet ediyor.
Sergi 19 Nisan 2025 tarihine kadar Salı’dan Cumartesiye 10:00-19:00 arasında Ka’da izlenebilir. “Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada” sergisi Institut français, Fundazione Università di Corsica, Popularte tarafından desteklenmektedir.
Murat Kahya, biyografi
Murat Kahya (d. 1989, Ankara), İstanbul merkezli bir görsel sanatçıdır. Fotoğrafı video, ses ve bulunan nesnelerle birleştirerek çok boyutlu enstalasyonlara dönüştüren sanatçı, çalışmalarında mekân, hafıza ve algı üzerine yoğunlaşır. Lisans eğitimi sırasında White Tension, New Americana, Bgara ve Out of Conflict adlı fotoğraf projelerini tamamladı. Fotoğrafın iki boyutlu doğasını araştırma süreci, yeni anlatım biçimlerine duyduğu ilgiyle birleşerek 2018’de tamamladığı Intertwined projesinde fiziksel bir form kazandı. 2019’da Kızılırmak Nehri üzerine başlattığı uzun soluklu projesi, zamanla ses, video ve bulunan nesnelerle zenginleşerek çok boyutlu bir anlatıya dönüştü. Bu projeye ait eserleri 2022’de Galeri Zilberman’ın Genç, Yeni, Farklı sergisinde ve 2023’te Simbart Project’te sergilendi. 2024 yılında Bilsart İstanbul’da gerçekleşen Endless Landscapes sergisinde, beş yıl boyunca nehir boyunca çektiği görüntüleri ve kayıtları suyla birleştirerek izleyiciyi interaktif bir deneyime davet etti. Sanatçı, 2021’de Darağaç Kolektifi’nin kamusal alan sergisi Temas’ta Passageway adlı çalışmasıyla yer aldı. 2024’te, Daire Sanat’taki misafir sanatçı programı kapsamında, şehirde duyduğu rastgele cümleleri arşiv fotoğraflarıyla birleştirdiği Seesaw: What I Heard and Saw projesini geliştirdi. Şu anda proje temelinde bir foto-kitap heykeli tasarlamaktadır.
2024 sonbaharında Institut français Türkiye ve Korsika Üniversitesi Vakfı tarafından düzenlenen sanatçı misafir programına katılan Kahya, iki ay boyunca göç, coğrafya ve sınırlar temalarına odaklandı.
Bu süreçte ürettiği eserlerin ilk sergisi 2025 yılında Ankara’da gerçekleşecektir. Her yeni projesinde farklı anlatım yöntemlerini deneyen sanatçı, izleyiciyi yalnızca görsel bir bağ kurmaya değil, sürecin bir parçası olmaya davet eden çok katmanlı çalışmalar üretmektedir.
@mratkahya
Odyssées nedir?
Odyssées, Arapça, İspanyolca, Fransızca, Yunanca, İtalyanca, Türkçe, vs… ve daha fazlasını harmanlayan bir dil olan Akdeniz’in dilini konuşmaktadır ; herkes ve hiç kimse için bir dil ayrıca ticaret ve alışveriş için bir dil. Odyssées bu nedenle çoğuldur, çünkü Akdeniz sonlu olmasına rağmen, tarihini oluşturan sonsuz sayıda insan kaderini bünyesinde barındırır.
Odyssées aynı zamanda bir sınırı olmayan, insanları bir araya getiren bereketli bir süreklilik olan bir Akdeniz fikridir. Homeros’un Odysseia‘sını arka planı gibi kullanarak kolektif hayal gücüne ait hikâyeleri çağrıştıran Odyssées, sanki Ulysses çağdaş Akdeniz’de yeni bir yolculuğa çıkıyormuş gibi, kendimize yeni Akdeniz’i, Avrupa’nın sınırını ya da yeniden doğuşunu sorarak nihayet ‘Hiç Kimse’ olma arzusunun peşinden giderek hikâyeyi, karakterleri ve epik masalın temel anlarını yeniden keşfediyor.
Odyssées, uygarlık dalgalarının, istilaların, yıkımların ve yeniden dirilişlerin, daha iyi bir yaşam umuduyla yola çıkışların gelgitleriyle şekillenen hayali bir dünyayı temsil eder, çünkü Akdeniz sürekli yenilenen bir icadın öyküsüdür. Deniz ve kara arasındaki bu boşluk, dünyalarımızın geçici doğası, kırılganlıkları ve canlılıkları hakkında sorular ortaya atıyor. Odysse’ler, Akdeniz ışıklarından faydalanan bu kıyıların halklarını, farklılıkların gururu ile birlikte yaşamanın mutluluğu arasında birleştiren doğuştan gelen karmaşıklığa tanıklık eder.
Son olarak Odyssées, Doğu Akdeniz’in dalgaları üzerinde süzülen devasa kanatlı ahşap albatros kuşuna benzeyen bir kayık’ın yolculuğunu temsil eder. Denize emek verenleri saran kaderin bir sembolü olan bu tekne, tarihin babası Herodot’un memleketi antik Halikarnas’tan yola çıkarak modern tıbbın babası Hipokrat’ın doğum yeri Kos adasını geçip Kiklad Adaları’na ulaşacak, daha sonra Messina Boğazı’ndan geçerek Charybdis ve Sylla arasında, Bonifacio Ağızları’na doğru yelken açacak ve son olarak dalgaların köpükleri arasından Nice’e ulaşarak Türkiye’nin denizlerin ve okyanusların korunmasına yönelik sesini taşıyacaktır.